içinde article yazan bir kağıdın olduğu bir daktilo
Bugün Belleten‘in sayfasına bakarken gözüme ilginç bir şey takıldı. Belleten Türkiye’de yayın yapıp WOS’ta AHCI seviyesinde taranan dört dergiden biri. Gözüme takılan şey, Belleten‘in dipnot sayısını noktalama işaretinden önce istemesi. Normalde biz bunu yazım yanlışı olarak kabul ederken Belleten bunu şart koşuyor. Bazı editörler güldürmekte çok başarılı. Dipnot vermenin kuralları üzerinde çok durmuşlar, bol bol örnek vermişler. Yani sizin akademisyen olmanız, ömrünüzü bu işlerle geçirmenizin hiçbir önemi yok. Eğer Belleten‘e yazı gönderecekseniz, oturup dipnot kurallarına çalışmanız lazım. Öyle Zotero’ydu falan da işe yaramıyor çünkü kuralları onlara özel. Ve bunlar 2024 yılında geçiyor.

Belleten‘i AHCI’de olmanın verdiği özgüvenle baş başa bırakalım, biz kendi derdimizle uğraşalım.

bisiklet ve dergipark akademik logosu İlahiyat dergilerinin hemen hemen hepsinin yazım kurallarına baktığınızda, şeklin İsnad‘a göre düzenlenmesini şart koştuklarını görürsünüz. Hatta bazıları İsnad’a göre hazırlanmamış makalelerin değerlendirilmeye alınmayacağını söyleyerek yazarları tehdit bile ediyor. Buna karşılık birçok dergi İsnad’a uymuyor. Hayır yanlış yazmadım, dergilerin çoğu İsnad’a uymuyor.

Normalde şunu demeniz beklenir. “Ben makalemi yazarım, bittiğinde makale alımına açık dergilere bakarım, istediğime yollarım. Nasıl olsa hepsi İsnad’ı şart koşuyor, ne ters gidebilir ki?” Ancak bunu diyebiliyor musunuz? Derginin biri 350 kelime öz isterken, diğeri 600, beriki 200 isteyebiliyor? Hani makaleyi İsnad’a göre düzenliyorduk? İsnad öz konusunda bir şey demiyor mu?

Örnek mi gerekiyor? Hadi birkaç dergiyi maddeler halinde sıralayalım:

Bu dergileri özel seçmedim. Rasgele altı dergi arattım, sonuç bu! Gördüğünüz gibi içlerinden bir tanesi bile İsnad’a göre öz istemiyor. Daha da ilginç olanı iki derginin istediği birbiriyle uyuşmuyor. Sanki herkes kafasına göre takılıyor. 1+1=3 yazan bir tahta ve bir tebeşir Daha çok dergiye baksak, belki daha ilginç bir tabloyla karşılaşacağız ama bence gerek yok. Bunlar üzerinden istediğimiz eleştiriyi yapabiliriz.

Önce uzun öz isteyen dergilerden bahsedelim. Mesela Hitit. 500 kelimenin üzerindeki bir yazı öz müdür? Mesela şu anada kadar okuduğunuz tüm yazı henüz 319 kelime. Bunun üzerine bu kadar daha eklediğinizde Hitit İlahiyat Dergisi’nin istediği, sözüm ona özün şartlarını karşılıyorsunuz. Böyle öz mü olur sayın editörler. 600 kelime neyin özü? Özün amacı, makaleyi bulan kişinin makale hakkında hızlıca fikir edinmesi değil mi?. Ben Kocatepe, Hitit gibi dergilerde yayımlanmış makalelerin özüne bakmıyorum mesela, doğrudan makaleye dalıyorum, daha hızlı oluyor.

Kısa öz isteyenlere bir lafım yok ama burada İsnad da dahil aralık belirtenleri eleştirmek istiyorum. Mesela Sakarya İlahiyat ya da Şırnak İlahiyat. Sayın editörler siz yazarı neden 50 (elli) kelimelik bir alana hapsediyorsunuz? Sizde 450 kelimeyle ifade edilebilecek yargının 449 ile ifade edilemeyeceğine dair kanı nasıl oluştu? (Konu dışı olacak ama 450’yi özel yapan ne acaba çok merak ettim şimdi.)

Öz ile ilgili son eleştirim alt sınırla ilgili. Rahat bırakın şu yazarları sayın editörler. Çok bildiğinizi sanıp yazarlara dayattıkça dayatıyorsunuz ama belli ki siz de bilmiyorsunuz. Bilseniz “aklın yolu bir” ilkesine bu kadar uzak olmazdınız diye tahmin ediyorum. Hal böyleyken bırakın da yazar makalesini istediği kadar az karakterle anlatsın. Eğer yapabiliyorsa ne kadar az söz, o kadar iyi! Bir yazar yazdığı makaleyi 85 kelime ile özetleyebiliyorsa, bu onun makalesinin tanıtımı için en iyisi değil mi? Siz 85 kelimeyi mi okursunuz 685’i mi? Hem kısa değerli olmasa neden makalelere kısa başlık istiyorsunuz?

Kaygınızı anlıyorum. “Bizde makale yazmayı bilmeyen çok insan var, kafalarına göre yazıyorlar, bilimsel şartları taşımıyorlar.” diyorsunuz, bazen haklısınız ama şunu da unutmayın, siz sadece yayıncısınız. Makale sizinmiş gibi davranmaktan, herkesi aynı kalıba sokmaya çalışmaktan vazgeçin. üzerinde my secret plan to rule the world yazan bir defter Son olarak sayın editörler, madem İsnad diyorsunuz, her şeyi İsnad’a göre isteyin. Böylece Dergipark’taki sayfalarınız daha net ve kısa olacak. Yazarları sayfa yapısı, yazı tipi vb. konular dışında İsnad’a havale ettiğinizde, kendinizi de onları da daha az yormuş olacaksınız. Tüm dergiler bunu sağlasa, yazarlarda aşinalık artacak, düzeltme yükünüz de azalmış olacak.

Bir de keşke dergilerinizi makale alımına hiç kapatmasanız!